HALİS KURALAY'IN BAYRAMİÇ'İ

Çocukluğunuzun Bayramiç’ini nasıl hatırlıyorsunuz? 
Bayramiç bana her çocuk gibi bisiklete bindiğim, top peşinde koştuğum, arkadaşlarım kadar başarılı olmasam da misket bile oynadığım bir ortam sundu. Sapan atarken tek tük kaza yaptığımı da inkâr etmiyorum. Bayramiç, çocukluğumdan itibaren kendimle barışıklığım ve kendimi bu halimle kabul edişimde etkili oldu.
Bayramiç’i görmeden hangi unsurlarla tanımlarsınız?
Kumru sesleri, keçi çanları, sıcacık insanlar, taş gibi koyun yoğurdu ve Bayramiç salçası; düğünlerde keşkek, tertemiz bir hava, ipini tuttuğum uçurtma ve daha niceleri… Anlattığım hiçbir şey görsel değil ama zannederim hepsi de özlemlerimizi uyandırabiliyor. Görmek, duyularımızın yalnız birisi.
Memleketinize sık sık gider misiniz?
Doğrusu sık sayılmaz. Ama yılda bir kez muhakkak giderim.
Bayramiç’e hangi mevsimde gidilmesini tavsiye edersiniz? 
Mayıs-haziran aylarında... Havaların bunaltmadığı, her şeyin bol olduğu zaman bu zamandır. Sonbahar da güzeldir Bayramiç’te. Kendi ellerinizle dalından nar toplamak, taze ceviz kırıp yemek harika bir duygudur.
Bayramiç bir kitap kahramanı olsaydı bize ne anlatırdı?
Şüphesiz Ayazma’yı anlatırdı. Kaz Dağı’nın eteklerinde, Bayramiç Baraj Gölü kenarında, elma ve kiraz ağaçları arasından tırmanarak ulaşılan Ayazma’yı
HALİS KURALAY KİMDİR?
1968’de doğuştan görme engelli olarak dünyaya gelen Halis Kuralay, Boğaziçi Üniversitesi psikoloji mezunu. Uzun yıllar öğretmenlik ve  yöneticilik yaptıktan sonra şu an Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nde görev yapıyor.