Uygulayıcıdan Bir İçtihad Örneği
Yine bankalar, yine bir imza problemi. Malumunuz, görme engellilerin imzalarını inkâr etmelerinin önüne geçmek için borçlar kanununda iki şahit isteyen bir hüküm vardı. Bu görme engellilerin bankacılık işlemleri sırasında ciddi sıkıntılara sebebiyet vermekteydi. Özürlüler yasasıyla görme engellilere en hafif anlamıyla ayrımcılık demek olan bu hüküm iptal edilmişti. İptal edilen hükme rağmen, bir noterde kendisinden iki şahit istendiği için, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Kürşat Ceylan dava açmış ve maalesef kaybetmişti. Tekrar ifade ediyorum, noterin uyması gereken mevzuatta da yer almasına rağmen, noterin ısrarla iki şahit istemesi mahkemece “kötü niyetli değil” gerekçesiyle haklı bulunmuştu. Bana göre, mevzuata rağmen yapılan bir içtihattı ve haklı değildi.
İşte bu yazımda içtihattan bahsetmek istiyorum. İslâm fıkhında içtihad, Kur’an’da Hadis’te olmayan mevzuları yine Kitap ve sünnet ışığında sonuca bağlamaktır. Kitap ve sünnette varsa, bunun üzerine ve bunun dışına çıkacak yorum yapılamaz. Fakat bu, Allah ve Rasülü’nün emridir, tartışılamaz. Bu durum beşeri hukukta nasıl olur acaba? Mahkemenin içtihat etmesini, yorum yapmasını ve karar vermesini de bir nebze anlıyorum da şu duruma ne diyeceksiniz?
Bendeniz, bu ay içinde bir ev sahibi olarak kiradan kurtuldum. Allah herkese nasip etsin. Çok hoş bir duygu. Bir ev sahibi olmak çok sıradan bir insan hakkı olmasına rağmen, ben yıllarca kirada oturduğum için adeta kendimi sınıf atlamış hissediyorum. Her neyse, Ev almak için katılım bankalarımızdan birine giderek durumu arzettim. Şubede o gün benim iyi ve sık görüştüğüm iki arkadaş yoktu. Bana kefil olacak öğretmen arkadaşımı da yanıma alıp, şubeye girdim. Bir takım terslikler olacağını hissettiysem de, görüşmeye başladım.
-Ama hocam imzayı ne yapacağız?
-İmza problem değil atarım. Hem ben zaten her gün onlarca imza atıyorum.
-Ama hocam benim bir sormam lazım.
–Elbette siz buyurun sorun.
Hanımefendi sorup geldi:
-Hocam iki şahit, bir de noterden imza beyannamesi. Yani imzanın size ait olduğunu gösteren.
Bunun üzerine Sn. Vekilimizi aradım. Banka yetkilileriyle o da görüştükten sonra, durumda bir değişiklik olmadığını görünce, bankacı arkadaşı da biraz tersleyip, restimi çekerek bankadan çıktım.
İyice kızmıştım. Doğrusu bana güveneceklerini düşündüğüm bir bankadan böyle bir tavır görmek kızdırmıştı belki de beni. Daha düşük veya yakın oranlı bir bir finans kurumu aradıysam da elim mahkumdu, bunlardan alacaktım. Çünkü en uygun oran bu bankanındı.
Aslında buraya kadar olanları “Bankanın da yapacak bir şeyi yok, bankanın iç çalışma sistemi” diye değerlendirsek bile, olanları sineye çekip aynı bankanın başka bir şubesine gittim. Bu kez iki şahidimi de götürmüştüm. Fakat bir de ne öğreneyim, oradaki arkadaş bana şahit gerekmez demez mi? İşte gel de çıldırma. Bu kez de ben diğer şubenizde şahit istediler diye olanları anlatınca o da hukuk servisini aradı. Bu kez de ben arandım ve yanıma getirdiğim şahitlerin boş yere gelmemelerini adeta temin ettim. Hukuk servisindeki arkadaşa “Böyle bir hüküm nerede var” dediğimizde “Aslında böyle bir hüküm yok, ben içtihat ediyorum” demez mi?
İşte toplumda birçok insan birçok konuda ama özellikle de engelliler konusunda içtihat ediyor. Müçtehitleri eğmek lazım. Evet, özel sektörde veya kamuda karar verme pozisyonunda olan müçtehitleri değişik vesilelerle eğitmek gerek. İş adamları, bankacı avukatları, okul müdürleri, işkur yetkilileri, doktorlar, başhekimler vs, vs…
Bir de başka bir örnek:
Yeni evime taşınma esnasında 444 1 444 Telekom’u aradım. Telefonumu nakletmek istediğimi ne yapmam gerektiğini sordum. Yetkilinin sorduğu soru: Abonenin yaşı kaç?
- Niçin?
- Eğer 65 yaşın üzerinde ise veya engelli ise, işlemini buradan da yapabiliriz.
Allah Allah, Türkiye’de neler oluyor? Ve nitekim yalnızca benden telefondan aldıkları bilgilere güvenerek telefonumu naklettiler. Demekki böyle de oluyormuş. Belki diyeceksiniz ki aynı şey değil. Ama istenirse bir yöntem bulunabileceğine güzel bir işaret değil mi?
Telekomcuları tebrik ediyorum ve tüm kurumlara örnek olmasını diliyorum. Bence Beyazay “Özürlülere düzenlenen kolaylıklar” yarışması yapması gerek. Dereceye girenlere de şöyle âlâsından madalya vermesi ne hoş olur değil mi?