Düdüüüt Ne Demek

     Bir İstanbul sabahında uyanıp hazırlanıyorum. Bastonumu alıp, evden çıkıp yola koyuluyorum. Yürürken karşımdan bir korna sesi, düdüt. Bildiğimiz anlamıyla “Ben geliyorum kenara çekil” demek olsa gerek deyip kenara çekiliyorum. Nitekim araba benim çekildiğim yoldan geçiyor. O halde haklıymışım diyorum.

     Biraz ileride karşıma bir cadde çıkıyor. Karşıya geçmek için sağımı solumu dinliyorum. Yani önce solumu sonra sağımı sonra bir kez daha solumu dinliyorum. Araba seslerinin kesilmesini bekliyorum ama nafile. Çünkü az ileriden geçen çevre yolu gürültüleri, sesin bütün bütün kesilmesine müsaade etmiyor. Ama ben bulunduğum yoldan gelen araç seslerini ayırt edebiliyorum çok şükür. O sırada yaklaşan bir araba korna çalıyor, düüdüüt. Deminki gibi yorumlamak istiyorum ve caddeyi geçmiyorum. Ama o da ne korna tekrarlıyor. Anlıyorum ki, bu düdüt dur değil geç manasına geliyor. Kim bilir sürücü belki de el kol hareketleriyle bana geçmemi söylüyor. Ne var ki onu da ben fark etmiyorum. Neyse mesajı alıp dikkatlice geçiyorum.

     İlerlerken bir kaldırıma çıkıyorum. Malum, insanın en dikkatli olduğu yer ve an, tehlikeye en yakın olduğu yer ve andır düşüncesiyle, kaldırımın kenarını bastonumla yoklaya yoklaya gidiyorum. Eyvah bir korna daha. Kafam karışıyor. Acaba bu ne anlama geliyor? Araba yanımdan geçip gidiyor. Kornayı benim yakınımda çaldığına göre bana bir işaret olsa gerek diyor ve ancak şu yorumu yapabiliyorum: Kaldırımdan aşağı inmek veya düşmek üzeresin, aman dikkatli ol. Tabi bu benim yorumum. Belki de tam o sırada sürücünün çocuğu sebepsiz kornaya basmıştır, olamaz mı?

     Yoluma devam ediyorum. Bir şeye yaklaştığımı hissediyorum. İhtimal ki park etmiş bir araç veya büyük bir çöp kutusu olabilir diye düşünürken bir korna daha. Allah Allah bu ne anlama geliyor ki? Eğer bu defa da adamın kolu kornaya çarpmamışsa bana önündeki cisme çarpmak üzeresin, demek olabilir.

     Matematik problemi çözer gibi çözümlerden yorgun zihnimle kaldırımdan aşağı iniyorum. Çünkü kaldırımın ortasına dikilmiş ağaçlardan, yerleştirilmiş tabelalardan, çöp tenekelerinden ve tabî çukurlardan saksılardan, park etmiş arabalardan rahat edemiyor ve kaldırımlarımızı kaldırım değil indirim diye değerlendirip mecburen iniyorum. Dalgın devam ederken bir korna daha. Aynı düdüt kaç anlama geliyor. Kornayı çalana düşen vazife, meğer bu da park etmiş aracın içindekiler kendilerine mi yoksa bana mı faydalı olmak için bilinmez çarpmayayım diye çalıyorlarmış.  

     Tek bir düdüt kaç anlama geliyor. Kornayı çalana düşen vazife, kornanın aslında tek ses olduğunu, ne anlama, geldiğini uygun bir yöntemle tefsir etmek gerektiğini bilmektir. Tabiatıyla tefsir edenin tefsir edilenin anlayacağı bir lisan kullanması gerekir.

     Kornayı işitenin yapacağı şey ise, türlü ihtimalleri değerlendirip, doğru yorum yapmaktır. Çünkü her korna, zayıf ihtimalde olsa kasıtlı ve planlı çalınmış olmayabilir. Allah hepimize işaretleri sağlıklı değerlendirebilmek için basiret, sonuçlarını hayata geçirebilmek için de güç kuvvet versin.