Engelli mi, özürlü mü?

Benim okuduğum yıllarda benim okuduğum ilkokula “körler okulu” deniyordu. Bu durum yanlış hatırlamıyorsam, 1992 yılında Köksal Toptan’ın Milli Eğitim Bakanı olduğu yıllara kadar sürdü. O dönem, engelli çocuğu bulunan veliler rencide oluyor gerekçesiyle, özel eğitim okulları üzerindeki engelli ifade eden bütün ibareler kaldırıldı. Bana göre bu bakış doğru değildi. Çünkü engelli çocuğu bulunan kimseler için en sağlıklı olan, bir an önce kendi gerçeklerini kabullenmeleriydi ki, bulundukları noktaya uygun sağlıklı kararlar verebilsinler. Engelliler açısından bu, çok daha rencide edici bir durumdu bana göre. Zira bu tutumla engelliliğin veya engellilerin rencide edici bir durum olduğunu kabullenmek ve ilan etmek vardı işin içinde.

                Zannederim bire süre sonra bunun doğru olmadığına karar verilmiş olmalı ki kaldırılmış körler okulu yerine görme engelliler ilköğretim okulu denmeye başladı. Bana göre “görme engelli” denmesi, hiçbir şey denmesinden daha doğruydu. Hiç olmazsa bir kabullenme vardı.

                Galiba yine bu yıllarda Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden kıymetli hocam sayın Mim Kemal Öke’nin başını çektiği bir grup, özürlü değil engelli denilmesi gerektiğini çünkü herhangi bir yetersizliğinden, özründen, engelinden dolayı hiç kimsenin özür dileme mecburiyeti olmadığını söylüyordu. Oysa saygıdeğer hocam, özürlü kavramındaki “özürlü” ifadesinin özür dilemek değil mazur olmak anlamına geldiğini kaçırıyordu.

                Sayın Şükrü Boyraz, 60’lı yıllarda Cumhuriyet gazetesinin başlıklıklarından birinin “Arızalılar Taksim’e yürüdü” olduğunu aktarıyordu. Rusça’da engellilere “invalid” dendiğini öğrenmiştim. Bunu duyunca İngilizce’deki “invalid” yani geçersiz anlamına gelen kelimeyi hatırlayıp şoke olmuştum. Düşünsenize bir kez “geçersiz” anlamına gelen bir kelimeyle ifade edilen bir toplum kesimi, o kelimeyi üreten toplum tarafından nasıl algılanıyordur acaba? Ya da geçersiz olarak isimlendirilen bir toplum kesimi kendisini nasıl algılıyordur?

                Engelliyle özürlü arasında farklar olduğunu iddia eden bir görüş de vardır ki bence kavramların yerleşmediği bir ortamda bu iki kelimeyi kullanmak hepten işleri birbirine karıştırabilir diye düşünüyorum.

                Rahmetli bedensel engelli Şükrü Sürmen’e göre ise, “kör kişiye görme engelli demek çok yanlıştır. Türkçe kullanıma terstir. Görme engelli deyince bir kişinin kafasına bir çuval geçirilmiş ve görmesi engellenmiş manasına gelir.” demekteydi. Yani özürlü kelimesini tercih ediyordu.